학술논문

THE IMPACT OF hsCRP LEVELS ACROSS GLUCOSE TOLERANCE CATEGORIES: FROM NORMAL GLUCOSE TOLERANCE TO ESTABLISHED DIABETES.
Document Type
Article
Source
Nobel Medicus Journal. may-aug2016, Vol. 12 Issue 2, p38-44. 7p.
Subject
*DIAGNOSIS of diabetes
*GLUCOSE tolerance tests
*C-reactive protein
*DISEASE prevalence
*BODY mass index
Language
ISSN
1305-2381
Abstract
Amaç: Bu çalışmada yüksek duyarlıklı C-reaktif protein (hsCRP) düzeylerinin farklı glukoz tolerans gruplarındaki etkilerinin belirlenmesi amaçlandı. Materyal ve Metot: Araştırmada yetişkin toplumda yeni tamamlanan 'Türkiye Diyabet, Hipertansiyon, Obezite ve Endokrin Hastalıklar Prevalans Çalışmaşı'nın ('TURDEP-IF, yaş: 20+, n=26.499, %63 kadın) verileri kullanıldı. Bulgular: Kadınların ortalama(±SEM) hsCRP düzeyleri, erkeklerden anlamlı olarak daha yüksekti (3,95+0.05 vs. 3,53±0.09 mg/L, p<0,001). Yaş, cinsiyet ve yaşanılan çevreye göre kontrol edilmiş hsCRP düzeyleri: BKİ, bel çevresi, açlık plazma glukoz (APG), 1-stPG, 2-stPG, insülin, HbAlc, HOMA-IR ve eGFR ile pozitif; HDL-k ile negatif korelasyon gösterdi. Tek yönlü varyans analizi ile (yaş, cins, yaşanılan çevre, BKİ, bel çevresi, kan basıncı ve lipid düzeylerine göre ayarlama yapıldıktan sonra) hsCRP düzeyleri, glukoz tolerans gruplarında anlamlı ölçüde farklıydı (p<0,001). Grupların karşılaştırmalarında; hsCRP düzeylerinin (ortalama±SEM; mg/L) normal glukoz toleranslı grupta (NGT: 3,49±0,13) izole bozulmuş açlık glukozu (i-BAG: 4,13±0.25, p=0,023), kombine glukoz intoleransı (KGİ=BAG + bozulmuş glukoz toleransı [BGT]: 4,49±0,33, p=0,006), yeni diabetes mellitus (yeni-DM: 5,65+0,35, p<0,001) ve bilinen-DM (4,61±0,33, p=0,002) gruplarının herbirinden daha düşüktü. Diğer taraftan, yeni DM grubunda hsCRP düzeyleri diğer tüm glukoz toleransı kategorilerinden (NGT: p<0,001, i-BAG: p<0,001, i-BGT: p=0,001, KGİ: p=0,014 ve bilinen-DM: p=0,026) daha yüksek bulundu. Sonuç: Toplum-temelli ve yüksek sayıda bireyi içeren bu çalışmanın sonuçlarına göre, hsCRP düzeyleri NGT'den yeni-DM kategorilerine doğru giderek artmaktadır. Glukoz toleransındaki (pre-DM ve DM) herhangi bir bozukluğun subklinik inflamatuvar süreç ile ilişkili olduğu görülmektedir. Bununla beraber, yerleşmiş DM'de inflamatuvar sürecin etkisi metabolik bozukluğun daha erken dönemlerine göre azalmış olabilir. [ABSTRACT FROM AUTHOR]