학술논문

Stereotype Threat Effect on Cardiopulmonary Resuscitation: A Randomized Controlled Mannequin Study.
Document Type
Article
Source
Journal of Anesthesia / Anestezi Dergisi (JARSS). 2024, Vol. 32 Issue 1, p36-45. 10p.
Subject
Language
ISSN
1300-0578
Abstract
Amaç: Kalıpyargı tehditi (KT), ait oldukları gruplarla ilişkilendirilen olumsuz kalıpyargılar nedeniyle insanların performanslarında düşüşe yol açabilir. Covid-19 pandemisi sırasında, yoğun bakım ünitesinde çalışmayan doktorlar (non-YBU) yoğun bakım birimlerinde görevlendirildiler. Ancak sosyal medyada bu doktorların bilgi ve becerilerindeki yetersizlik vurgulandı. Çalışmamız, negatif kalıpyargılar göz önüne alındığında, yoğun bakımlarda çalışan doktorların kardiyopulmoner resüsitasyon (KPR) performanslarını değerlendirmeyi ve KT’nin doktorların performansları üzerine etkisini araştırmayı amaçlamıştır. Yöntem: Toplamda 63 non-YBU ve 53 COVID-19 yoğun bakım ünitesi (YBÜ)’de çalışan YBU doktoru, kontrol ve deney gruplarına rastgele atandı. Deney gruplarına çalışmanın amacının non-YBU ve YBU doktorlarının KPR performansları arasındaki farkı ölçmek olduğu söylendi. Böylece bu gruplara kalıpyargı tehditi verilmiş oldu. Kontrol grubuna bu bilgi verilmedi. Katılımcılar, standart bir KPR senaryosunu gerçekleştirirken videoya çekildi ve bu videolar bağımsız eğitmenler ve manken puanları ile değerlendirildi. Bulgular: Genel KPR puanları YBU doktorlarında daha yüksekti. Non-YBU doktorları, etkili göğüs kompresyonu (p=.02) ve dakikadaki kompresyon sayıları (p=.02) açısından kontrol gruplarına göre KT koşulunda daha iyi performans sergiledi. Ancak YBU doktorlarında KT koşulunda doğru noktaya göğüs kompresyonu yapma puanları daha düşüktü (p=.03). Sonuç: Yoğun bakım ünitesinde çalışan doktorlarda daha yüksek KPR performansı beklenen bir bulguydu. Ancak KT koşullarında non-YBU doktorlarındaki düşük performans hipotezimiz desteklenmedi. Kalıpyargı tehdidi etkisiyle ilgili tutarsız sonuçlar, görevin zorluğu, mevcut kalıpyargı hakkındaki bilgi ve iyi performans gösterme motivasyonu gibi düzenleyici faktörlerden etkilenmiş olabilir. Doktorların uzmanlığı ve durumsal faktörler arasındaki etkileşim, yüksek baskı durumlarını simüle eden gerçekçi eğitim ortamlarının oluşturulmasının önemini vurgulamıştır. Bu eğitim proglamları yetkin ve kendine güvenen sağlık profesyonellerinin gelişimine katkıda bulunabilir. Gelecekteki araştırmalar, KT temelli eğitimin farklı sağlık profesyonelleri arasındaki etkileşimi ve performansları üzerindeki etkisini daha fazla araştırmalıdır. [ABSTRACT FROM AUTHOR]