학술논문

Fare Malign Melanom Tümör Modelinde Farklı Doz Hızlarının Tümör Mikroçevresine Etkileri.
Document Type
Article
Source
Turkish Journal of Oncology / Türk Onkoloji Dergisi. 2023 Supplement, Vol. 38, p32-33. 2p.
Subject
Language
Turkish
ISSN
1300-7467
Abstract
Amaç: Doz hızı (DH), modern tedavi planlama sistemlerinin ve Flattening Filter Free (FFF) tedavilerin hayatımıza girmesi ile eksternal RT (ERT) için de önemli bir tedavi değişkeni olarak karşımıza çıkmıştır. Günümüzde yüksek doz hızları klinikte rutin olarak kullanılmakta ve hatta Volumetric Arc (VMAT) tekniği ile DH'nın fraksiyon içinde dahi modüle edilebilmesi sağlanabilmektedir. Bu da ERT ile elde edilebilen farklı doz hızlarının değişken ve olası yıkıcı biyolojik etkisi endişesini doğurmuştur. Çalışmamız ERT'de kullanılan farklı doz hızlarının, tümör yanıtında ve tedaviye dirençte hayati rol oynayan tümör mikroçevresi (TMÇ) üzerine etkilerini araştırmak amacı ile planlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Fare malign melanom sinjenik tümör modeli için B16-F10 hücreleri ve 6-8 haftalık C57BL/6 türü 42 erkek fare kullanıldı. Farelerin sağ flankına 1 milyon (hücre sayısı ön deneyler ile optimize edildi) hücre subkutan olarak enjekte edildi. ERT zamanı tümör çapının 0,5 cm olması olarak belirlendi. Tümör oluşturan farelerde lezyonlar 2 farklı doz (2 Gy ve 10 Gy) ve 3 farklı DH (1 Gy/dk, 6 Gy/dk, 14Gy/dk) grubuna ayrılarak ışınlandı. Hedef hacim olarak sağ flanktaki subkutan yerleşimli kitle konturlandı. Belirlenen bu GTV'ye, 1 cm emniyetle PTV oluşturuldu. Reçelendirilen doz, %95 izodoza normalize edilerek tek alandan, 0,5 cm bolus ile uygulandı. Farelerin tümör boyutu günlük vernier ölçeği ölçümleri ile takip edildi. ERT sonrası 7. günde sakrifikasyon işlemi gerçekleştirildi. Comet assay analizi için intrakardiyak kan alındı, tümör ve metastatik organlar hasat edildi. Hasat edilen kanda mononükleer hücrelerdeki DNA hasar miktarına comet assay ile bakıldı, tümör dokusu histomorfolojik ve immünohistokimyasal olarak incelendi. Çalışmada istatistiksel analizler için IBM SPSS v23 kullanıldı, p<0,05 anlamlı kabul edildi. Bulgular: Tümör boyutu 10 Gy kolunda, 2 Gy ve kontrol koluna göre küçüktü (p<0.01 ve p=0.007). 2 Gy ve kontrol kolu arasında fark görülmedi (p=0.53). Düşük ve yüksek doz için farklı doz hızlarında tümör boyutunda fark yoktu (p=0.12, p=0.21). Farklı dozlar için kan mononükleer hücrelerdeki hasara bakıldığında, kontrol kolundaki hasar 10 Gy kolundan daha azdı (p=0.04). 2 Gy ve 10 Gy kolları arasında DNA hasar farkı gözlenmedi (p=0.65). Her bir doz kolu kendi içerisinde doz hızları açısından değerlendirildi ve fark görülmedi (p=0.79, p=0.24). Histopatolojik değerlendirmede ise 10 BBA'daki mitoz sayısı karşılaştırıldığında; 10 Gy kolundaki mitoz sayısı, 2 Gy kolundan daha azdı (p=0.001). 2 Gy ve 10 Gy kolunda farklı doz hızlarında fark yoktu (p=0.28, p=0.97) (Şekil 1). Pleomorfizm skoru hafif-orta ve şiddetli (skor 1-2-3) olarak skorlandı. 10 Gy kolundaki pleomorfizm skoru, 2 Gy ve kontrol kolundan fazlaydı (p<0.01). 2 Gy kolu ile kontrol kolu arasında fark görülmedi (p=0.04). Düşük ve yüksek dozlarda farklı doz hızlarında pleomorfizm skorları bentzerdi (p=0.35, p=0.58). Hücrelerin İHK boyaması ile SOX-10 eksprese ettikleri gözlendi, aSMA boyaması ile yüksek dozda vasküler yapıların duvarında incelme ve aSMA ile zayıf boyanma mevcut idi; ancak farklı doz hızları arasında aSMA boyası ile boyanma paterninde farklılık izlenmedi. Sonuç: Çalışmamızda kullanılan farklı DH aralıklarında, klinikte sıklıkla kullanılan FFF demetlerinin TMÇ'de yıkıcı bir etkiye sebep olmadığı görüldü. Ancak günümüzde yüksek teknoloji lineer akseleratörler ile yüksek ve değişken doz hızlarına çıkmak mümkündür. Bu nedenle DH'nın protokollerde belirtilmesi önemlidir. [ABSTRACT FROM AUTHOR]